Toplumsal Kaygı Bozukluğu /Sosyal Fobi

Sosyal fobi

Sosyal fobi, kişinin başkalarınca değerlendirilebilecek olduğu bir ya da birden çok toplumsal
durumda belirgin bir korku ya da kaygı duyması olarak tarif edilir. Toplumsal etkileşimlere örnek
olarak yeni insanlarla karşılaşma veya tanışma, karşılıklı konuşma, yemek yerken veya bir şeyler
içerken gözlemlenme, başkalarının karşısında konuşma gerçekleştirme gibi durumlar verilebilir.
Kişiler toplum içinde küçük düşmekten utandırılmaktan çok endişe ederler ve
başkaları tarafından eleştirileceği, beğenilmeyeceği veya dışlanacağına dair kaygılar yaşarlar. Bu
kaygı ve korkuyu yaşamamak için çoğu zaman toplumsal etkileşimlere girmekten kaçınırlar.


Sosyal fobisi olan kişilerin toplumsal alanlarda hissettikleri korku ve kaygı söz konusu toplumsal
ortamda çekinilecek duruma göre oldukça şiddetlidir ve sosyo kültürel bağlamda orantısızdır.
Korku, kaygı ya da kaçınma kişide klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden olur ya da bu kişiler
toplumsal işlerle ilgili alanlarda ya da önemli diğer alanlarda işlevselliklerinde belirgin bir düşme
yaşarlar. Sosyal fobide korku kaygı ya da kaçınma sürekli bir durumdur ve altı ay ya da daha uzun
sürer.
Sosyal fobinin yaşam boyu görülme yaygınlığı %3-13 arkasında değişmektedir. Sosyal fobi
kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülmektedir. Ortaya çıktığı başlangıç yaşı
en sık olarak çocukluk çağıdır ve sıklıkla 10’lu yaşlardır. Ancak 5 yaş ve altı veya 35 yaş ve
üzerinde de başlangıç gösterdiği olgular mevcuttur.


Sosyal fobisi olan kişilerde diğer ruhsal hastalıkların birlikte görülme oranı sıktır. Eşlik eden hastalık
olarak en sık diğer kaygı bozuklukları, depresyon, madde kullanım bozuklukları ve yeme
bozuklukları görülmektedir.


Sosyal fobi tanısı konulurken öncelikle kişinin yaşadığı korku,kaygı veya utanç hissinin uygun
durumlarda hissedilen korku, kaygı ve utançtan ayırt edilmesi gerekir. Ayrıca sosyal fobisi olan
kişilerde agorafobi, panik bozukluk, major depresif bozukluk, çekingen kişilik bozukluğu ve şizoid
kişilik bozukluğu tanılarının gözden geçirilmesi ve ayırıcı tanı yapılması gerekir. Agorafobisi olan
kişiler kendilerinde kaygı uyandıran durumlarda çevrelerinde başkalarının olmasından genellikle
hoşnut olurken sosyal fobisi olan kişiler başkalarının varlığından rahatsızlık duyarlar.

Nefes alamama, baş dönmesi, boğulma hissi ve ölüm korkusu agorafobi ve panik bozukluğunda sık
görülürken sosyal fobiye eşlik eden belirtiler sıklıkla yüzde kızarma, kas seğirmesi, başkaları
tarafından incelenme kaygısıdır. Depresyonda sosyal ortamlardan geri çekilme diğer depresif
belirtilere ek olarak görülürken sosyal fobide ana belirtidir.
Sosyal fobi tedavisinde psikoterapi ve farmakoterapiler birlikte uygulanmaktadır.

Daha detaylı bilgi için iletişime geçebilirsiniz. Dr Ayşe Nur OĞUZ

Call Now Button